24 Şubat 2008 Pazar

Parlak Eksik Nottan Vazgeçti Direkt Devlete Meydan Okudu!!!

İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mesut Parlak, Gül'ün onayına rağmen başörtülü öğrencilerin yarın İstanbul Üniversitesi kapısından geri çevrileceğini söyledi.

İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mesut Parlak, başörtüsü yasağına son veren yasal düzenlemenin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından onaylandıktan sonra resmi gazetede yayınlanmasına rağmen, başörtülü öğrencilerin yarın İstanbul Üniversitesi kapısından geri çevrileceğini söyledi.

Bayburt Kültür ve Dayanışma Derneği tarafından Yeşilköy Polat Renaissance Otel'de düzenlenen geceye katılan İstanbul Üniversitesi Rektörü Mesut Parlak, başörtüsü konusunda tavrını ortaya koydu. TBMM'den rekor oyla geçen, üniversitelerde başörtüsü yasağını sona erdirmesi düşünülen 10. ve 42. madde ile ilgili düzenleme Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından da onaylanmıştı.

Kararın Resmi Gazete'de yayınlanmasının ardından üniversitelerde yarın nasıl bir tavır izleneceği merak ediliyor. İstanbul Üniversitesi Rektörü Mesut Parlak, YÖK'ün ek 17. maddesi değişmediği sürece öğrencilerin başörtüsü ile üniversiteye alınmayacağını savundu.

Rektör Parlak, konuşmasında, "Bu yasa geçmişteki uygulamayı ortadan kaldırmıyor. Ek 17. madde değişirse o zaman yapılacak bir şey yok" ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğunu hatırlatan Parlak, "Bu hukuk devletinde bürokrat olarak görev yapıyoruz. Hiç kimse yargının üzerinde değildir" dedi.

Cumhurbaşkanı Gül'ün imzaladığı 10. ve 42. maddenin başörtüsü yasağını AİHM'nin ifade ettiği boyutu ortadan kaldırmayacağını savunan Parlak, "17. madde değişmedikçe öğrenciler ile ilgili herhangi bir değişiklik olmayacak. Geçmişte nasıl giriyorlarsa bu evlatlarımız yarın da aynı şekilde girecekler. Başörtüsü ile içeri alınmayacaklar" diye konuştu.

Yasakçı üniversiteden tuhaf gerekçe: 'Hukukun üstünlüğü ve toplumsal barış için Anayasa'ya uymuyoruz!'


Üniversitelerdeki başörtüsü yasağını kaldıran anayasa değişikliği Resmî Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe girmesine rağmen, bazı rektörler düzenlemeye direniyor.

Fakülte kapılarına bir yazı asarak 'başörtülü öğrencilerin kampusa alınmayacağını' duyuran Marmara Üniversitesi, ilginç bir gerekçe sundu. Anayasadaki değişikliği dikkate almayan üniversite senatosu, 'hukukun üstünlüğüne duydukları saygı ve toplumsal barış için' yasakçı uygulamaya devam edeceklerini belirtti. Açık öğretim fakültesi derslerine giren başörtülü öğrenciler dün okula alınmadı.

Kapıya asılan 15 Şubat tarihli senato kararında, şu ifadeler yer alıyor: "Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nda değişiklik yapan 5735 sayılı 9 Şubat 2008 kabul tarihli yasanın yürürlüğe girmesi durumunda Anayasa'daki değişikliklerin doğrudan uygulanabilir hüküm içermemesi nedeniyle öğrenci kılık kıyafeti konusunda üniversitemizdeki uygulama 2547 sayılı kanunun ilgili maddelerinde yeni bir düzenleme yapılana kadar hukukun üstünlüğüne olan saygımız ve toplumsal barış açısından gerekli olduğunun kamuoyuna duyurulmasına oybirliği ile karar verilmiştir." Derse girmek isteyen öğrenciler, oluşturulan kulübede başlarını açarak okula girebildi. Marmara Üniversitesi Rektörü Necla Pur, bir dönem CHP Parti Meclisi üyeliği yapmıştı. Pur, rektör seçilince CHP'deki görevinden istifa ettiğini açıklamıştı.

19 Şubat 2008 Salı

İlk 500'de Türkiye'den iki üniversite



Dünyada 15 bin üniversite üzerinde yapılan en yoğun araştırmanın sonuçlar açıklandı. 15 bin üniversite arasında yapılan sıralamaya göre ilk 500'te iki Türk üniversite var.

İlk 500'de Türkiye'den iki üniversiteDünyadaki gelişmiş ülkelerde tüm üniversiteler akademik açıdan, bilinirlikleri, araştırmaları, yayınları açısından sıralanıyor. Ancak Türkiye’de böyle bir sıralama yok. Sadece “genel kanı” var. Üniversite dendiğinde “en çok tercih edilenler” diye bir “olgu” akla geliyor. ODTÜ, Boğaziçi, Bilkent, Koç, Sabancı gibi…


İşte 2007 yılı sonunda 3 değişik kurumun sıralamaları: QT ilk 400’de sadece İstanbul Teknik Üniversitesi (390).

Vatan’dan Rıfat Sarıcaoğlu’nun yazısına göre, Shanghai index ilk 500’de sadece İstanbul Üniversitesi (472) var. Ancak, aşağı yukarı tüm verileri göz önünde bulundurularak dünyada 15 bin üniversite üzerinde yapılan en yoğun araştırmanın (Webmaster) sonuçları, tablolarda görülüyor. (Not: Bu araştırmanın internette tıklama sayısı ile ilgisi yoktur. Tablolardaki sıralama dünyadaki ilk 4 bin üniversiteyi kapsıyor. Bu tabloda ismi bulunmayan üniversiteler ilk 4 binin içinde değildir.)

Dünya sıralamasındaki ilk 10’da ise MIT, Stanford, Harvard, UC-Berkeley, Cambridge, Cal Tech, Columbia, Princeton, Chicago ve Oxford üniversiteleri bulunuyor. Eğitimde ezberciliği bırakıp, uygulama ve araştırmaya yönelik, bilim çağına uygun, birkaç dili bilen bireyler yetiştirmek için tohumları bugünden ekmemiz gerekiyor.

İngiltere’de geçen hafta yayınlanan bir araştırmada, İngilizler’in nüfus artış oranı düşmesine rağmen üniversite eğitimi talebi yüzde 7.2 artmış. Kızlarda bu oran yüzde 10.4. Daha şaşırtıcı olanı, 25 yaş üztü talep yüzde 18 artmış durumda. Bu veriler kısa zamanda Türkiye için de söz konusu olacaktır.

VAKIF ÜNİVERSİTELERİ SIRALAMASI

479 Bilkent

1246 Sabancı

1277 Doğu Akdeniz

1436 Başkent

1523 İstanbul Bilgi

1564 Koç

2223 Çankaya

2250 İzmir Ekonomi

2451 Doğuş

2740 Kültür

2957 Yeditepe

3171 Fatih

3236 TOBB

3274 Beykent

3650 Bahçeşehir

TÜRK ÜNİVERSİTELERİNİN TABLODAKİ YERİ (DEVLET ÜNİVERSİTELERİ)

438 ODTÜ

508 Boğaziçi

720 ITÜ

798 Ankara

818 Hacettepe

939 Ege

1067 Anadolu

1082 Gazi

1231 Çukurova

1342 Selçuk

1355 Yıldız

1398 Dokuz Eylül

1410 İnönü

1427 İstanbul

1535 Uludağ

1710 Süleyman Demirel

1787 Marmara

1802 Akdeniz

1846 Erciyes

2120 Trakya

2195 Dicle

2232 Karadeniz Teknik

2414 Gaziantep

2439 Adnan Menderes

2493 Sakarya

2501 Çanakkale 18 Mart

2503 Afyon Kocatepe

2687 Sütçü İmam

2713 Ondokuz Mayıs

2838 Cumhuriyet

2972 Galatasaray

3176 Balıkesir

3178 Mersin

3294 Yüzüncü Yıl

3311 Karaelmas

3314 Pamukkale

3429 Atatürk

3484 Izzet Baysal

3491 Celal Bayar

3607 Osman Gazi

3766 Fırat

3897 Gebze Yük. Tek. Ens.

3939 Harran

13 Şubat 2008 Çarşamba

Açık Öğretimliler yüksek lisans yapabilir mi?

“Açık öğretim lisans mezunları yüksek lisansa başvurma veya yüksek lisans yapma hakkına sahip mi?” öğrencilerin aklına takılan sorulardan biri. Konuyla ilgili düzenleme…

Açık Öğretimliler yüksek lisans yapabilir mi?Lisansüstü Eğitim ve Öğretim Yönetmeliğinin 2.maddesine göre;“Yüksek lisans programına başvurabilmek için adayların bir lisans diplomasına sahip olmaları ve Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) tarafından merkezi olarak yapılan Akademik Personel ve Lisansüstü Eğitim Giriş Sınavından (ALES) başvurduğu programın puan türünde 55 standart puandan az olmamak koşuluyla ilgili senatoca belirlenecek ALES standart puanına sahip olmaları gerekir. Yüksek lisans programlarına öğrenci kabulünde, ALES puanı yanı sıra gerekirse, lisans not ortalaması ve mülakat sonucu da değerlendirilebilir. Bu değerlendirmeye ilişkin hususlar ile başvuru için adayların sağlaması gereken diğer belgeler (referans mektubu, neden yüksek lisans yapmak istediğini belirten kompozisyon, uluslararası standart sınavlar vb.) ve hangi düzeyde yabancı dil bilgisi gerektiği, ilgili senato tarafından düzenlenen yönetmelikle belirlenir…”

Bu maddede, yüksek lisansa başvurmak için gerekli koşullar açıkça belirtilmiştir. Yüksek lisansa başvurmak için lisans mezunu olma şartı vardır ancak yönetmelikten de açıkça anlaşılacağı üzere örgün veya uzaktan eğitim yapan fakültelerden mezun olma şartı yoktur.

Ayrıca 2547 sayılı kanunun 12.maddesindeki d ve fıkraları ile 43.maddenin c fıkrasına göre hazırlanan Açık Yükseköğretim yönetmeliğin 13.maddesinde "Açıköğretim öğrencileri ile aynı öğretim programına göre örgün öğretim öğrencileri arasında öğrenci hakları bakımından fark bulunmadığı gibi her iki yoldan mezun olanlar eşit hak ve yetkilere sahip olurlar." hükmü yer almaktadır. Yönetmeliğin bu maddesinden de anlaşılacağı gibi açıköğretim fakültesi mezunları yüksek lisans dahil diğer öğrencilerle aynı haklara sahiptirler.

Gerekli şartlar sağlandığında örgün öğretim mezunları gibi yüksek lisansa başvurma ve yüksek lisans yapma hakkına sahiptirler

4 Şubat 2008 Pazartesi

Üniversitelerde sadece yasakçı akademisyen yok



Başörtüsü yasağının kaldırılması amacıyla öğretim görevlileri cephesinden başlayan "Özgürlük Bildirisi"ne 5 günde bin 500'ün üzerinde imza atıldı. 110 üniversitede imza sayısının 5 bini bulmasının beklendiği bildiriliyor.

Son dönemde türban sorununun Anayasa'ya girmesi ve Üniversitelerarası Kurul (ÜAK) tarafından yapılan sert açıklamalara karşın, ODTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. İhsan Dağı ile Selçuk Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Şaban Çalış öncülüğünde "Özgürlük Bildirisi" adı altında bir çalışma başlatıldı. Üniversitelerdeki başörtü yasağına karşı yayınlanan bildiride, her ülkede olduğu gibi üniversitelerde kılık kıyafet serbestliğinin hiçbir din, inanç, düşünce, ırk ve cinsiyet ayrımı yapılmadan tanınması gerektiği belirtiliyor.

http://universitedeozgurluk.blogspot.com adlı sitede yayınlanan bildiriye şimdiye kadar bin 503 öğretim üyesi imza atarken, sayının 5 binin üzerine çıkması bekleniyor. Özgürlük Bildirisi öncülerinden Prof Dr. İhsan Dağı, hedef olarak bir sayı belirlemediklerini kaydederken, asıl amacın, üniversiteler arasında özgürlükçü düşünen öğretim görevlilerinin de olduğunu göstermek olduğunu ifade etti. Dağı, "Hedefimiz belli bir rakama ulaşmak değil. Şu anda bu rakam bin 500 olmasa 100 bile olsa aslında bir şeyleri göstermiş olurdu. Burada gösterilmek istenen üniversitelerde sadece yasakçı öğretim üyelerinin bulunmadığının gösterilmesidir. İnsanlar bu üniversitelerin özgür mekanlar olmasını istiyor. Bizler de buraların sadece bilimin tartışıldığı yerler olmasını istiyoruz" dedi.

- "AMACIMIZA ULAŞTIK"-

Özgürlük Bildirisi'ne atılan imzalar ile bazı rektörlerin "yasakçı tutumunun" üniversite tabanından destek görmediğini göstermeyi amaçladıklarını ifade eden Dağı, "Ve bu amacımıza ulaştık" dedi. Bildiriye imza atanlar arasından Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Levent Köker, Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Ali Nesin, ODTÜ Öğretim üyesi Prof. Dr. Nuri Yurdusev gibi isimler de bulunuyor. Şu anda 2007 yılında kurulan 17 üniversite ile beraber Türkiye'de 110 üniversite bulunuyor.

Mesut Parlak, rektör olunca eski fikirlerini unuttu


'Türbanlı öğrenciye hak ettiği notu vermeyiz.' sözleriyle gündeme gelen İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mesut Parlak, eski rektör Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu'na karşı başörtülü öğrencileri savunmuştu.


1997 yılında İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü'ne aday olan Parlak, gazeteci Yalçın Doğan'ın NTV'deki programında başörtüsü yasağına karşı çıkmıştı. Parlak, programda, başörtülü öğrencilere kimlik verilmesi ve derslere girmesinin engellenmemesi gerektiğini söylemişti.

Ali Nesin: Başörtüsü yasağı topluma hakarettir


04/02/2008

Üniversitelerde başörtüsü yasağını protesto eden öğretim üyelerine destek veren ve bildiriye imza atan Aziz Nesin'in oğlu Ali Nesin, Türkiye'nin yasaklar yüzünden tam anlamıyla laik olamayacağını dile getirdi.

Nesin, "Bu yasak, toplumun bir kesimine 'siz üniversiteye yakışmıyorsunuz' diyerek hakaret ettiğinden dolayı güzel bir şey değildir." ifadelerini kullandı. Bildiriye imza attığı için kendisine gelen tepkiler üzerine yazılı bir açıklama yapan Ali Nesin, 18 yaşını bitirip rüştünü ispatlamış birinin kılık kıyafetinden dolayı üniversiteye alınmamasının her şeyden önce etik bakımından yanlış olduğunu vurguladı. Nesin, "Kimsenin kimseyi düşüncesinden, inancından, giysisinden ve yaşam biçiminden dolayı üniversiteden men etmeye hakkı yoktur. Eğer yasaklarla Türkiye'nin daha laik olacağı düşünülüyorsa bu düşünce baştan aşağı yanlıştır." dedi. Yasağın toplumu gereksiz yere kamplara böldüğünü ifade eden Nesin, şöyle konuştu: "Bu yasak toplumun bir kesimine 'siz üniversiteye yakışmıyorsunuz' diyerek hakaret ettiğinden dolayı güzel bir şey değildir. Bu yasak ne doğrudur, ne iyidir ne de güzeldir. Demokrasi, engebeli bir yoldur. Bu yolu yasaklarla düzleştirmeye çalışmak beyhude bir davranıştır." Nesin, oyuna gelenin kendisi olmadığını da belirterek, "Asıl oyuna gelenler gerçekte var olmayan ve artık trajikomediye dönüşen bu saçmasapan türban sorununu siyasetin ve hayatlarının merkezine oturtanlardır." ifadelerini kullandı. İstanbul, Zaman

Yasakçı rektörden fetva: Türban farz değil, kızlarımız bunu kaza saysın

Yasakçı rektörden fetva: Türban farz değil, kızlarımız bunu kaza saysın İstanbul, Zaman
04/02/2008

Türbana karşı bildiri hazırlayan rektörler, Habertürk Televizyonunda yayınlanan Basın Kulübü'nde gazetecilerin sorularını cevapladı.

Bu mağduriyeti nasıl aşmamız gerekiyor? Sorusuna başı örtmenin farz olmadığını iddia eden Prof. Dr. Nusret Aras, " Türban farz değil. İslam dininde kaza uygulaması var. Bu kızlarımız bunu bir kaza olarak saymalıdırlar." cevabını verdi. Akdeniz Üniversitesi Rektörü Mustafa Akaydın ise üniversitesine Museviliğin sembolü olan 'kipa' ile girilmesinde hiçbir sorun olmayacağını belirtti.

Rektörler, derslere alınmayan başörtülü öğrencilerin başlarını açarak derslere girebileceklerini söyledi. Akdeniz Üniversitesi Rektörü Mustafa Akaydın ise üniversitesine kipa ile girilmesinde bir sorun olmayacağını söyledi. Prof Akaydın, "Müslüman bir ülke olduğumuz için türban yasağını savunuyorum. "Ben Hristiyan bir ülkenin rektörü olsam uğraşmam bu işle." Diyen Akaydın, "Benim üniversiteme kipayla girsinler hiç sorun olmaz, Müslüman bir ülke olduğumuz için baskı oluşacak. Bunu da yanlış yere çekmesinler kipayla gelen yüzde 20 olsa onu da yasaklarım." Şeklinde konuştu. Prof. Dr. Aras, "İslam dininde kaza uygulaması var. Bu kızlarımız bunu bir kaza olarak saymalıdırlar. Bu bir farz değildir. Dünyada 1,5 milyar Müslüman var. Bunların birçoğu en temel farzlardan Hac vazifesini yapamıyor. Bu durumda bu kişiler Müslüman değil mi?" şeklinde konuştu. Üniversitelere hiç kimsenin dinsel kisveleriyle girmediğini iddia eden Aras, "Biz kimsenin dini inançlarına karşı değiliz. Ülkede Alevi vatandaşlar da var. 14 milyon civarında Alevi var. 500 bin öğrencinin Alevi olduğunu tespit ederseniz bunların dinsel simgeleriyle üniversiteye girmeleri doğru olur mu? Dinimizi yaşayacağız demek laikliğin ihlalinin kendisidir." iddiasında bulundu.